FoRuM-İnDiR...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
FoRuM-İnDiR...

Müzik,Oyun,Radio,Resim, Herşeyi Buradan Bulabilirsiniz ! ! !
 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Toplum Araştırmalarının Başlangıcı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin



Mesaj Sayısı : 189
Kayıt tarihi : 29/01/07

Toplum Araştırmalarının Başlangıcı Empty
MesajKonu: Toplum Araştırmalarının Başlangıcı   Toplum Araştırmalarının Başlangıcı Icon_minitimeC.tesi Eyl. 08, 2007 12:32 pm

Tarihin ilk dönemlerinde,belirli bir gelişme seviyesine ulaşmış toplumlar, ilkel şekilde veya kabileler halinde yaşayan toplulukları çeşitli biçimlerde keşfetmişlerdi.Yunan,Roma ve Çin gibi ilk çağa ait olan ve örgütlenmeleri ile daha güçlü konuma gelmiş toplumlar,o zamanki sınırlarında yaşayan kendilerinden daha az gelişmiş toplulukları fethetme yoluna gitmişlerdi.Ancak dönemine nazaran göreceli olarak gelişmiş olan bu ileri toplumların ilgisini çeken şey,ilkel toplulukların gelenekleri ve sosyal kurumları değildi.Onların ilgisini çeken askerlik ve yönetimleri ile ilgili konulardı.Onlar hakkındaki yargıları kendilerinin kültürel değerlerine bağlıydı. Örneğin Çin’de Han Dönemi olarak adlandırılan M.Ö. 206 ile M.S. 220 tarihleri arasında Çinliler sınırları boyunca yaşayan birçok topluluklar ile komşuydular.Barbar olarak niteledikleri bu topluluklar konusunda sahip oldukları düşünceleri,onlara taktıkları adlara yansıtıyorlardı.Kendilerine göre yüksek itibarı olan halkların adları insan anlamına gelen bir hece ile birlikte yazılırdı.Çin imparatoru ile arası iyi olmayan halkların adlarının yanına köpek anlamına gelen bir hece konulurdu.Kültürleri tümüyle farklı olan ve gelenekleri kendilerine itici gelen halkların adına böcek anlamına gelen bir takı eklerlerdi.
*
Toplulukların ve insanların bilimsel araştırma konusu haline gelişi 19.yüzyılda başlayabilmiştir.Bu dönemin antropologları,görünüş olarak tuhaf gördükleri ve kendilerine garip gelen gelenekleri olan toplulukların yaşam biçimlerini değerlendirirlerken belirli yöntemleri kullanıyorlardı.Başlangıçtaki amaçları tümevarım metoduna uygundu.Nitekim basit kültürlere ait birtakım sosyal verileri kullanıyorlar,bunlardan insanlık tarihinin genel kurallarını belirliyorlardı.Bu yöntem gelişerek günümüzdeki modern antropolojisinin amacına kadar ulaştı.Bugün için insan kültüründe olan hem benzerlikler hem de farklılıklar ele alınmakta,bunlar tanımlanıp açıklanmaktadır
*
Portekiz,İspanya,İngiltere,Fransa ve Hollanda gibi ülkelerin coğrafi keşifleri 15.yüzyılın sonlarında başladı.Bu ülke insanlarının uygarlık dışı olarak niteledikleri ve batılı olmayan toplumların yaşantıları hakkında birçok bilgi elde edildi.Denizcilerle birlikte yolculuk yapan kaşifler,tüccarlar,avcılar,askerler ve misyonerler her gittikleri yerlerde gözlemler yapıyorlardı.Aslında toplanan bu bilgilerin amacı farklıydı.Bu insanların asıl düşünceler; ticaret yollarının belirlenmesi,misyonerlerin yerleşecekleri bölgelerin saptanması ve anavatana bağlanacak yeni topraklar ile sömürgelerin kazanılması üzerineydi.Coğrafi keşiflere katılan kişiler arasında ilginç amaçları olanlar da bulunuyordu.Örneğin altın dolu ülkeler,gençlik çeşmeleri gibi düşsel bölgeler veya hayali topraklar bulmak gibi istekler taşıyorlardı.Antropoloji biliminin olmadığı bu dönemlerde çeşitli bilim adamlarının ilkel topluluklara ait gözlemleri ayrıntılı değildi.Ancak sıradan maceracı ve gezginlerin anlattıkları abartılı öykülerden daha tutarlıydılar.
*
19.yüzyılın ikinci yarısında Afrika,Asya ve Pasifik Okuanusu’ndaki adalarda yaşayan ilkel topluluklara ait bilgi birikimi tamamlanınca Avrupa ülkelerinin emperyalist uygulamaları başladı.Kısa zamanda batı dışında kalan dünyanın büyük bir bölümü sadece birkaç tane olan Avrupa ülkeleri tarafından paylaşıldı ve buralar sömürge haline getirildi.Sömürülen bölgelerde yaşayan insanları daha kolay yönetmek için onların yaşam biçimi konusunda yapılan araştırmalar henüz sistemli değildi.Hem bu araştırmalar hem de yönetim biçimi o bölgenin en yetkili kişisinin kendi tutumuna bağlıydı.Bazı yöneticiler,yerlilerin gelenek ve göreneklerinin karmaşık dokusunu göz önünde bulundurmuyorlar,yönetimlerini kendi saptadıkları usullerle sürdüreceklerini düşünüyorlardı.Onların gözünde yerliler,yarı insan gibi bir canlıydı ve sadece madenlerde veya çiftliklerde çalışacak olan ucuz emek kaynaklarıydı.Zaten hepsi de en sonunda uygarlaşacaklar ve hıristiyan olacaklardı.
*
1860 yıllarına gelindiğinde insanlığın farklı kültürel görünümlerini yansıtan bilgi birikimi,o dönem itibarı ile yeterli seviyeye ulaşmıştı.Artık bilimsel çalışmalarla yeni bir bilimdalı olan antropolojiyi düzenlemek,ayrıntılar şeklinde yığılmış bilgileri metodlu olarak organize etmek zamanı gelmişti.Nitekim dünyanın ayrı ayrı bölgelerinde yaşayan kabilelerin hemen hemen aynı geleneklere sahip oldukları görülmüştü.Bunların aralarında bir tarihsel bağın olup olmadığı veya bu geleneklerin birbirinden bağımsız olarak gelişip gelişmedikleri gibi soruların cevabı aranmalıydı.Edward B.Taylor ve Lewis M.Morgan gibi ilk antropologlar kaşiflerin,misyonerlerin ve gezginlerin kaleme aldıkları gözlemleri gözden geçirdiler,ilkel şekilde yaşayan toplulukları yerinde incelediler.Böylece ilkel kurumların gerçek anlamları ile aralarındaki bağlantıları ortaya çıkarmak için temel yöntemler ve kuramlar geliştirdiler.
*
Antropologlar insanı bir kavram olarak ele aldılar ve farklı kültürlere sahip tür şeklinde değerlendirerek kuramlarını geliştirdiler.Böylece insanlığın evrensel tarihi konusunda çeşitli tasarılar öne sürdüler.Bu tasarılar,tarihin büyük bir bölümünde insanların kan bağına dayalı ilkel topluluklar halinde yaşadığını savunuyordu.Görüşlerine kanıt olarak,çağdaş dünyada yaşamlarını sürdüren ilkel toplulukları gösterdiler.Ancak bu bilgiler için bir genellemeyi sağlayan gerekli bilimsel temel yoktu.Bu gerekli olan temel, yeterli etnografik bilgi ve belirli ilkel toplumların kültürleri hakkında ayrıntılı açıklamalardır.Nitekim Morgan’ın Iroquois yerlileri ile ilgili incelemesi etnografikti,ama diğer ilkel topluluklar konusundaki verilerin çoğu araştırıcıların kendi kişisel görüşlerini yansıtan subjektif bilgilerdi.Dolayısı ile ilkel kültürler için sağlam bilgilere ulaşmak görevi artık antropologların bizzat kendi çabalarına bağlı kalıyordu.
KAYNAK:
The Joy of Knowledge Encyclopaedia
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://dj-burak.forumzen.com
 
Toplum Araştırmalarının Başlangıcı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
FoRuM-İnDiR... :: Eğitim Öğretim :: Tarih-
Buraya geçin: